19 Kasım 2014 Çarşamba

Nedir bu "alarm" mevzusu?

Şimdi benim bir de bu alarm mevzusu çok dikkatimi çeken bir başlık oldu. Bunun üzerine birşeyler yazıp sizinle paylaşmak istedim. 
    Önce önemle şu sabahları bizi uyandıran, başka bi deyişle ayağa diken alarmla ilgili konuşmak istiyorum. Bir kere o alarm sesine sevdiğiniz bir şarkıyı felan koymaya sakın ola kalkışmayın. Bunu okur okumaz nedenin anlayıp bide ufak çaplı bir kahkaha bastınız. İçinizdende olsa.
    Evet ya hakikaten o nedir ya. İlk o zii sesi yapma heyecanı yok mudur. Dünden felan bahsetmiyorum. Hani o ilk mp3'lü telefonunuz. İlk sevdiğinzi şarkıları telefonunuzda gezdirdiğiniz hatta gezdirdiğimiz yıllar. Niye n diyorsam. Bak işte ilk hata oraya dayanıyor. Bize tecrübe olarak geri dönecek o hata. Tamam Emre Aydın'ın " Yapma, dokunma, kim dokunduysa sana ona. Git" dite devam eden o şarkısı. Niye bu şarkı o vakitlerin şarkısı bu şarkı çünkü. İlk o arabesk raplerin yeni yeni ortaya çıktığı zamanlar. Yan konu dağılıcak ama neydi o vakitler ya. Böyle telefonun içine internet kafeye gidip, önce bir masa açtırıp sonra o masada istediğin şarkıları seçtikten sonra o vakitlerin kimimize belkide çok şaşırtıcı gelen ana masadaki adamın sizin pisinizin ekranından seçtiğiniz şarkıları kah nokia 6600 ımızın, 7610 umuzun yeni tanıştığımız yu es bi (USB) kablosuyla, kah ne kadar uzun sürerse sürsün o yoksa telefonu almayabildiğimiz ya da o varsa telefonun fiyatının arttığı, şimdilerde adı bile pek fazla anılmayan "Bluetooth" ile o müziği telefonumuza aktardığımız o vakitler. Şuan ile kıyaslayamayız. İnsanlar o vakitler internet kafeye çetleşmek, vebkemden konuşmak yada hakikaten zaruri bir işini yapmak için gidiyordu. Şimdilerde toplu oyun kasma vs. gibi amaçlarla gidiliyor. O vakitler internet kafe bir meclisdi yani. Özel aile köşeleri oluyordu.